Bir beyinden idare edilen dil ve elin, göz ile ayağın farklı sonuçlar göstermesi uyumsuzluktur. Mü’min insanın, diliyle söylediğini eliyle belgeleyememesi, Kur’an’ımızın beyanıyla ‘yapmadığı şeyi konuşması’başarısız iddiaların nedenidir. Mü’minin enerjisi, elinin-ayağının ve dilinin bütünlüğünden gelir. El, ayak ve dil farklılaştığında enerji oluşmaz. Mü’min, sözünün altında ezilir, eli ile tuttuğuna hükmedemez. Organlar arası uyum şarttır. İmanımızla ortaya çıkacak enerjimiz de bu bütünlükle üretilebilir.
Elinin yaptığını konuşan, eline dilinin konuştuğunu yaptıran mü’min, ilahî teyit gören mü’mindir. Esasen mü’min, o bütün insandır. Beyninden eline, diline, ayağına, gözüne, kulağına aynı sinyalleri gönderebilen insan, üzerinde imanı izlenebilen insandır.
Dil, el ve diğer organlar arasındaki uyumlu gayeler ve uygulamalar, mü’min insanı evindeki kimliği ile mescide taşıyan köprüdür. O, evindeki kimliğini mescide, mescitten iş yerine taşır. Mescitteki huşu ehli mü’min, evinde aranırken başka bir kimlikle beklenilmez; o odur. Mescitteki kimliği evindeki kimliğine uyumludur. Mescitteki sabrı, evindeki sabrıdır. Mescitte, o mü’min hakkında imamdan alınacak referans, onun çocuklarından babaları hakkında alınacak referans gibidir. Beraber namaz kıldığı saf arkadaşları onu munis, halim biri bilirken, çocukları ve eşi merhametsiz biri olarak görmemişlerdir.
Ticaretinde de o kimliğin sahibidir bu mü’min; diliyle beyan ettiği söz, elinin attığı imzanın gereğidir her zaman.
Yürürken, konuştuğu mantıkla yürür. Oturduğunda ve kalktığında dilinin çizdiği çizgi üzerinden kimliğini izlemek mümkündür.
Tam bir uyum vardır mü’min insanın hayatında. Bu uyum onun bereket kaynağı olur. Bereketli bir hayat yaşadığı için de az mal ona yeter. Dertlerinin üstünde bir anlayışla yaşar, dertlerin içinde boğulup gitmez. Boğulmaz çünkü dili sabırdan ve umuttan söz ederken kıvranırsa uyumsuzluk göstermiş olur. O ise uyumu ile kimliğini ispat etmiştir.
Mü’min insandaki uyum, onun mevsimden mevsime değişmeyen istikrarlı şahsiyetinde de açıkça izlenebilen bir karakterdir. Onu Ramazan ayında kim nasıl izledi ise Ramazan’dan sonra da aynı karakterle izleyecektir. Ramazan’da farklı, sonrasında başka bir şahsiyet benimseyemez. İstikrarlı ve sabit kimliği ile ayakta durur.
Zamanla uyumludur; şaşmaz güneşin altında yaşarken en değerli varlığı olan ömrünü hesapsız harcamaz. Bir yandan fanilikten söz ederken bir yandan da ebedî gibi yaşama çelişkisine düşmez. Onun bu uyumu kendisine enerji olur. Gecesini bereketli yaşar, gündüzünü bereketli yaşar. Namaza da vakit bulur çalışmaya da.
Onu cihadında yine o uyumu ile izlemek mümkündür. Cihat gereken yerde vardır o. İnfak gereken yerde vardır…
Hastalık onu uyumundan alıkoymaz.
Yorulmak, usanmak onun sözlüğünde yoktur.
Yaz/kış onun için değildir. O her zamanın insanı, bütün şartların ehlidir.
Kalbi ile beyni uyumludur. Ruhu ile bedeni uyumludur. Umutları ile çalışması uyumludur. Dostları ile beklentileri uyumludur. Bulunduğu konumu ile ulaşmak isteği menzili uyumludur.
Dilinden eline kadar ona bağlı ne varsa tezat içinde olmaz. Geçici bir tezatlık olsa da çok sürmeden onu giderir. Tezattan ortaya çıkan çelişkiyi giderir.
Girdikleri kasabaları, o kasabanın dilini bilmedikleri hâlde iman ehli olarak sabahlatan Allah dostu sahabiler bu uyumla iş gördüler. İnsanlar onların üzerlerinde çelişki göremedikleri için, dillerini bilmemelerine rağmen ne dediklerini anladılar. Hâlleri onların dili oldu, konuşmadıkları bile dinlenir oldu. Yürüyüşlerine anlamlar yüklendi, sessizlikleri ses getirdi.
Beyni ile beynine bağlı organları arasındaki uyumu onu göklerde beğenilen yapar. Göklerde beğenilmişliği sayesinde yeryüzünde de beğenilen olur. Bir kere beğenilen olduktan sonra ona yollar açılır artık. İşinde huzur, aşında bereket, gözlerinde basiret, beyninde idrak, kalbinde nûr vardır.
Yürüyüşü hakka doğrudur. Tuttuğu hakkın tuttuğudur. Konuştuğu haktır.
O mü’mindir, imanının gereği olarak da diktir, onurludur. Onun diliyle eli arasındaki uyum, göklerle yerin birleşmesi kadar muhteşemdir; varlığı ile muhteşemdir, sonuçları ile muhteşemdir.