Bu güne kadar konuşmalarımı ve yazılarımı tenkit eden hiçbir hoca kardeşime, medyaya mâl olacak şekilde cevap vermedim. Bundan sonra da cevap vermeyeceğim. Gördükleri bir hata üzerine ikaz etmek için benimle bağlantı kuranları ise bağrıma bastım ve basacağım.
Hoca kardeşlerimin bana yönelttikleri tenkitler bir ‘hakkı tavsiye’ ise, onların öyle bir tenkit yapması, benim de bunu bir hakkı tavsiye olarak kabul etmem hatta teşekkür etmem, mü’min olmamın gereğidir. Onlara hayır dualar ederim. Hayır onlar; söylediklerimi farklı mecralara çekerek algı oluşturmak veya anlamak istemedikleri için veyahut kendi doğrularını dayatma kastı gibi bir nedenle beni tenkit ediyorlarsa bu da benim dışımda bir iştir. Ben Rabbimin rızasını kazanmaya çalıştığım gibi onlar da aynı maksatla iş yapmaktadırlar. Medya önünde birbirini yıpratıp fitne üreten hocalar arasında olmamak, hocalığın izzeti açısından ilke edindiğim bir hayat tarzıdır. Neticede hepimiz büyük hesap gününde yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın hesabını vereceğiz. İnşaallah sonraki nesiller, hocalar olarak bizim amellerimizin şahitleri olacak şekilde bizi izlerken beni, ümmetin zaten heba edilmiş olan enerjisini, iç çekişmelerle tüketecek bir hata üzerinde görmemiş olmalarını temenni ediyor ve bunun için dua ediyorum. Bunun için çırpınır, kardeşlerimin buna şahit olmasını isterim. Hoca kardeşlerime bu nedenle cevap vermiyorum, vermeyeceğim. Kameralar önünde ümmetimiz üzerinde haince emelleri olanları sevindirmeyeceğim biiznillah.